15 Ağustos 2017 Salı

Taptuk Emre nin "Aşk" ve "Sınav" ile ilgili sohbeti



Vakit olur ki senin sınavın başkalarının sınavı olur, gün olur sen başkalarının sınavı olursun.
Bu meşguliyet bize asıl sınavı unutturuvermesin. Yel eser geçer gibi bir bakmışsın yolu şaşırmışsın, sınavda olduğumuzu unutuvermişiz.

İndi tut ki senin ki misal ulu Karatay medresesinde talebeleri imtihan edersin aralarından bazıları sınavda olduğunu unuturlar. O hoca görmez mi anlamaz mı davranışlarından, o vakit aldanmamak icab eder.

Sen bir sınava girerim sanırsın amma bakarsın ki bu sınav iç içedir. Adalet ile sınanırsın,
makam ile sınanırsın, kadın ile sınanırsın, para ile sınanırsın, ve dahi en mühimi de aşk ile
sınanırsın Yunus'um.

-Ya sınavı kazanır yola devam edersin, ya sınavla beraber aklını da
kaybeder bir mecnun olursun.

Mademki aşk varlıktan yokluğa yol almak, o vakit,
Leyla'dan geçmeden Mevla'ya varılırmı Yunus'um. Vardım deyen çıksın ortaya desin
bilelim, biz beyana inanırız.
Gel hele Yunus'um, gel, yanaş hele, sana bir sır verelim, aşk bir nesnedir, unutma
Yunus'um belle bunu, hemide en kıymetli nesne.
Aşk bir güneşe benzer Yunus'um, aşkı olmayanın gönlü taşa benzer.

Nasıl ki güneş yansıdığı toprağı ısıtır, karanlığı ışıtır, meyveleri olgunlaştırır. Tıpkı bunun gibi işte.
Aşkta insanın hamlığını giderir, ciğerlerini pişirir, erdirir, olgunlaştırır.
 Güneşten nasiplenmeyen meyve olur mu Yunusum, olmaz?
Ölür.
Aşktan nasiplenmeyen varlıkta olmaz! Ölür!



-Madem ki en kıymetli nesne aşk, en çetin sınav da onun ile olsa gerek..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...