4 Mayıs 2018 Cuma

Şamanik yolun çalışma kitabı


Şamanizm biz insanların geçmiş travmalarını iyileştirmenin günlük yaşamla uğraşırken içsel denge ve uyumu koruyabilmenin yolumuza ne çıkarsa çıksın içimizdeki iyiliği geliştirmenin birbirimizle ve dünyayla olan ilişkilerimizin kalitesini artırmanın yoludur.
Şamanik kültürler her türlü rahatsızlığı rahat bozukluğu olarak kabul ederler,ve rahat bozukluğu hali ise güç kaybının sonucudur. (örneğin ruh yitimi- ruhsallığı veya şevkini kaybetme)
Şunu unutmamak gerekir ki günümüzde en etkili tıbbi ilaçlardan birisi plasebo ve doktorun hastaya yaklaşımıdır.
Fark ettiyseniz hiç bir şey bu yaşamda yanınıza kar kalmıyor. Karma yada etki tepki yasası her seferinde kendini gösteriyor.Etki tepkiyi doğuruyor ve bütün döngüler tamamlanıyor. Bizler hareketlerimizle karmayı yaratıyoruz. Yaptığımız her hareket evrenin bir yerinde tepkiye neden oluyor ve bizlerde bunu "iyi" veya "kötü" olarak adlandırıyoruz. Bunun adı karma yani evrenin eşsiz ve tamamen geçerli cevap verme şeklidir.
Uyanış ancak kişinin kendi kendine gerçekleştirebileceği bir eylemdir.Bütün kişisel gelişim ve kişisel büyüme bu şekkildedir kişiseldir. Öğrenme kişiseldir. Kişi bir öğretmen yardımıyla öğrenebilir ama öğretmen öğrenme eylemini o kişi için gerçekleştiremez; kişi kendi başına "eyleme geçmeli" ve "öğrenmelidir"
Her evlilikte en az altı kişi evlenir diye bir söz vardır.; gelin ve damat onların ebeveynleri bu listeye her iki tarafın atalarına kadar kişi ekleyebilirsiniz.
Tabi evlenen çift "eyleme geçmiş" kişisel tarihlerini silmişlerse sadece gelin ve damat olabilirler.
Çakal burnumuzu sürteceğimzi olaylara bizi sürükler ki hatalarımızdan ders çıkarark büyüyelim.Derisini bırakan yılan ise ilerleyip büyüyebilmemiz için bizimde geçmişimizi bırakmamız gerektiğini bize hatırlatır.
Yaşamımızın sonu yaklaşırken ateş öz ayrılana dek bedenlerimizi yakmaya başlayacaktır. İleri yaşımızda yaşamımızın niteliği yolculuğumuz esnasında kendimizi ne kadar temizlediğimize ve iyileştirdiğimize ruhumuzla ne kadar yakın ilişki içerisinde olduğumuza ne kadar ilham aldığımıza ruhsal dünyayla ne kadar bağlantıda kaldığımıza, yeteneklerimizi ve bize sunulan yetileri ne kadar geliştirdiğimize ve bunları başkalarına yardım ve hizmet amaçlı kullanıp kullanmadığımıza bağlıdır. Eski kültürlerde, yaşamın sınavlarından ve denemelerinden geçerek paha biçilmez yaşam deneyimleri kazanan ve bu bilgileri gençlere aktaran yaşlılar bilge olanlardı.
İçimizdeki güçleri dengelemek ve varoluşun büyük labirentinde kendine düşeni yönetmeyi öğrenmek yaşamdaki amacımızdır. Herbirimizin kendineait bir yolculuğu var ve yol boyunca karşımıza çıkan bütün sapaklarda kendi kararlarımızı kendimiz vermeliyiz.
Yaşam ne kadar acı veya tatlı olursa olsun bizim İnsanlık realistik gerçeğimiz hakikatimiz ve öğretmenimiz dir yaşam dairelerle ve döngüler ile çalışır Her hareket bir tepki getirir buna verilen genel isim Karmadır.
Doğduğumuz andan itibaren çeşitli doktrinleri hedefi oluruz eğitim olarak din olarak yetiştirilme olarak bildiğimiz budur ve bu bize aileye ve topluma uyum sağlamıyor öğretir Yaşamımızın ilerleyen zamanlarında çok değişik kültürlere yolculuk edebiliriz ve yeterince uzun kalırsak onların dünyayı nasıl gördüklerini öğrenebiliriz ve eve dönüşümüz de Kültür şoku yaşamaya ihtimalimiz yüksektir Bu normalliğin nasıl kültürel bir olgu olduğunu ve sabit bir gerçekliğe dayanmadığını görmemiz için müthiş bir fırsattır kültürümüzün normal olarak kabul ettiği şeylerin esasında Ne kadar tuhaf olduğunu görürüz.
Hepimizin üzerinde çalışması gereken ilk duygusal düşman korkudur söz konusu korku gerçek olaylardan ötürü yaşadığımız fiziksel korku değildir Bu korku utangaçlıktır kısıtlanma korkusudur kabul edilmeme alay edilmenin duygusal Güvensizliğin korkusudur reddedilme hayal kırıklığına uğrama korkusudur gülünç olma küçük ve küçülmüş hissetme aptal gibi Hissettirilme eskimiş ayakkabı gibi kenara atılma korkusudur Acemi olma, cahil olma korkusudur
Şifa rehberleri nihai ölümü ölümün ölümü olarak adlandırılırlar Ama bu yolda birçok ufak ölümler deneyim denir değiştirdiğimiz her düzen eski bir şeyin ölümüdür ve her ölüm yeni bir oluşuma yer açar değiştirmeyi başaramadığınız her mutsuzluk ve keyifsizlik enerji bedenimize çakılmış ve yaşam gücümüzü azaltarak öldüren birer çividir.
Düşünecek olursanız modanın özü diğer insanları kopya etmekten ibarettir çoğumuz aidiyet hissine bir yerlere ve bir şeylere ait olmaya muhtacız Hele bir de Özgüven problemi yaşıyorsak ergenlikten yetişkinliğe geçilen bu zor dönemde moda dünyası ve medya gibi endüstriler dünyayı görme ve hissetme şeklimizi büyük ölçüde etkiler
Kendi özgür irade ve seçim gücümüzden fedakarlık edip bunun karşılığında kabul görmeyi onaylanmayı ait olmayı modaya uygun olmayı popüler olmayı vb satın alıyoruz para kazanmak için uzun saatler çalışarak belli bir statü sahibi olmaya çalışıyoruz ki kendimizi iyi hissedebilelim.
Başkaları tarafından kabul görmenin ve onaylanmasının ya da çok çalışmanın iyi ve güzel şeylere sahip olmanın yanlış hiçbir tarafı yok Burada sorulması gereken soru şu bunlara sahip olmak bize farkında olduğumuzdan daha fazlasına mı mal oluyor bu alışverişte kendi ürünümüzün farkında mıyız bilinçli mi hareket ediyoruz
Neye bağlanıp tutunduğumuz da bakın gençlik ve güzelliğe tutunmuş sanız yaşlanmak sizin için zor olacaktır maddesel zenginliği statüye işinize ve bunların sizin değerinizi belirlemesine tutunmuş sanız yaşamın maddesel iniş ve çıkışlarını deneyimleyebilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...