8 Mart 2011 Salı

Küçük şeyler!

Aşağıdaki yazı mail gelmişti. Belki size de gelmiştir..
Hoşuma gittiği için paylaşmak istedim.



İkiz kulelere saldırı sonrasında , binadaki firmalardan birinde hayatta kalanlarla yapılan sabah toplantısında, o toplantıya katılanlar, 11 Eylül sabahı İŞE NİÇİN GEÇ KALDIKLARINI anlatmışlar.




O sabah,

-Bir firma müdürü o gün oğlu ana okuluna başladığı için İŞE GEÇ KALMIŞ...
-Birinin o gün ofiste kahvaltıda yenecek olan poğaçaları alma sırasıymış.
-Bayan elemanlardan birinin çalar saati o sabah çalmamış.
-Birisi kaza yüzünden trafiğe takılmış, geç kalmış.
-Biri otobüsü kaçırmış.
-Birinin kıyafeti lekelenmiş, üstünü değiştirmek vakit almış, geç kalmış.
-Birinin arabası çalışmamış.
-Biri telefonu cevaplamak için geri dönmüş, servisi kaçırmış.
-Biri huysuzluk yapan çocuğunu giydirirken geç kalmış.
-Biri taksi bulamamış, geç kalmış........ .



Ama en etkileyici olanı, birisi, o gün yeni aldığı ayakkabıları giymiş, ayakkabılar ayağına vurmuş ve bir eczaneye uğramış, YARA BANTI ALMAK için......... ....Bu gün hayatta kalma sebebi olan YARA BANTINI almak için.........”



Şu anda, trafikte sıkıştığınızda, asansörü kaçırdığınızda, tam çıkarken çalan bir telefona cevap vermeniz gerektiğinde, yani sizi rahatsız eden KÜÇÜK ŞEYLER olduğunda, Tanrının sizin o an orada olmanızı istediğini düşünün.


Bir dahaki sefere sabahınız tersliklerle başladığında, çocuklarınız giyinmek istemediğinde, arabanın anahtarını bulamadığınızda, bütün trafik ışıklarına takıldığınızda HUZURSUZ olmayın, SİNİRLENMEYİN.


Tanrının o an sizi gözetlediğini ve koruduğunu düşünün.


Bu küçük terslikler, belki de Tanrı’nın bizi o anda koruduğu için yaşanıyordur ve biz , umarım, küçük sıkıntılı anlarda bunun olası nedenlerini hatırlarız.




Hayatta hiç bir şey tesadüf değildir... Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, olaylar bazen bir olayın tetikleyicisi olur.
Farkındalığımız arttıkça, kendimizi ve yaşanılanları gözlemlemeye başlarız. Ve eğer yaşadıklarımıza yüksek idrakle bakabilmeyi başarırsak, durumu ne için yaşadığımızı anlarız.
Eğer bunu yapamazsak, o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur, ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha travmatik durumları (o dersi alıncaya, eksik yönümüzü tamamlayıncaya, kendimizi düzeltinceye kadar) tekrar tekrar yaşamaya devam ederiz. Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz. Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz.
Yaşadığımız her durum, tanıştığımız her insan öğretmenimizdir
Hayatta Düğmelerimize en fazla basan insanlar, en iyi öğretmenlerimizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...