11 Kasım 2012 Pazar

Beyin öyle bir güçtür ki..


Beyin öyle bir güçtür ki, insan beyin gücünü kullanarak isterse kendini felç de edebilir, öldürebilir de, kanserini de yenebilir. Yeter ki beynini şartlandırabilsin. Beynimizde yaklaşık 13 milyar civarında sinir hücresi vardır. Her bir hücre yaklaşık 7.3 kilo voltluk enerji açığa çıkarır. Pratikte mümkün değil ama teorikte beyindeki tüm sinir hücrelerinin aynı anda enerjilerini saldığını varsayalım, yaklaşık 350 milyon kilo voltluk bir enerji açığa çıkar ki bu da büyük bir metropolün tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak güce sahiptir. Size tıp kitaplarına girmiş bir olayı anlatmak istiyorum, et taşımaya yarayan soğutuculu bir tren, temizlenmek için bir istasyonda duruyor. İşçiler vagonları temizlemeye başlıyorlar, işçinin biri bir vagonu temizlerken diğer işçi o vagonu boş sanıp kapısını dışardan kilitliyor. Biraz sonra tren hareket ediyor, ve bir durak sonra et almak üzere bir istasyonda duruyor. Kapalı kalan işçinin vagon kapısı açıldığında işçinin donarak öldüğü görülüyor. Fakat bir bakıyorlar ki, vagonun ısısı normal ısıda yani dondurucuya geçirilmemiş. Ama kapalı kalan işçi bunu bilmediği, donarak öleceğini sandığı için beyin aynen donmanın şartlarını hazırlayarak, donmanın tüm belirtilerek göstererek vücudunu buna uyduruyor. 

“RUHUN DEŞİFRESİ” adlı çok farklı bir kitabı Popüler yayın evinden “Mehmet Ali BULUT” imzasıyla 2009 yılında yayınlanmış olup, aynı kitabın166. sayfasından...

“Bilim adamlarının çabaları sonucu şunu öğreniyoruz ki, bu ceviz içi görünümündeki organ, 85 yıllık bir süre boyunca saniyede 600 birimlik bilgiyi hafızaya kaydedip işleme ve programlama kapasitesine sahiptir. Bu, dakikada 3 bin 600, saatte 2 milyar 160 bin ve nihayet günde 51 milyar 840 bin bitlik bilgi demektir. 90 milyon ciltlik kitap saklayacak kadar geniş bir belleğe sahip beynimize eşdeğer bir bilgisayar yapmak için bu günkü paralarla 300 milyon dolar para harcamak gerektiği hesaplanıyor.

Şimdi düşün Senin 300 milyon dolar değerinde bir cihazın olsa ne yapardın? Onu gözbebeğin gibi saklamaz mıydın? Zarar ziyan gelmesin diye geceleri uykun kaçmaz mıydı? Onu mümkün olduğunca fazla kullanabilmek, ondan daha çok yararlanabilmek için geceni gündüzüne katmaz mıydın?

Ve hemen ayağa kalk, aynanın karşısına geç. Uzun uzun yüzüne bak. Gözlerin ve alnının arkasında taşıdığının farkında mısın? Orada en az 300 milyon dolar değerinde bir cihaz taşıyorsun… Ama sen onu kullanmayı beceremediğin için belki de 30 dolara bile muhtaç durumdasın? 

Neden böylesin? O muhteşem cihazı kullanmayı bilmediğinden! Veya daha kötüsü kullanmayı hiç akledemediğinden? Yahut böyle bir servete sahip olduğunun bile farkına varamadığından…”

SİSTEM yayıncılık kuruluşundan yayınlanan ve bana göre MUCİZE özellikleri olan bu kitabın adı da “APTALIN DENEYİMİ – AKLINI BAŞINA TOPLAMAK İÇİN REHBER” kitabını bana Editör hanfendi. kendisi de GÖZ konusunda yararlanarak çok ciddi bir şekilde tanıtabilmiş olup, yazarının Rus asıllı Mirzakerim NORBEKEV olduğunu bildirmişti… Ben de bu kitabı, defalarca satın alıp, özel dostlarıma da hediye ederek, kendimde biraz geç olmakla birlikte 2010 yılı ortasında detaylı uygulamalarını hayatıma da geçirerek, halen de aksatmadan kullanmakta olarak, çok dikkatimi çeken bazı bölümlerini defalarca tekrarlayarak okuyabilme ve kendi özel sağlığım için yararlanma şansını yakalamış durumdayım… Kitabın 64. sayfasındaki bir bölüm çok dikkatimi çektiğinden, kaynak göstererek, aynı satırların noktasına, virgülüne dokunmadan, sizinle paylaşmakta olduğum; 

“Organizmanın imkanları sınırsızdır.

Beynin vücudu kavurabilecek kapasiteye sahip olduğunu biliyor musunuz?

Eğer sizi hipnotize edip bir madeni para ya da demir parçası göstererek. “Şimdi bu şeyi akkor haline gelene kadar kızdırıp vücudunuza basacağız” deseler ve gerçekte sadece bir karton bassalar, dokunulduğu yerde bir yanık ortaya çıkar ve yara ömür boyu kalır.

Yanık beklentisi, organizmanın dokusunu gerçekten yakar. Bir iki yıl sonra geri geldiğinizde yine hipnoz halinde size o zaman sadece ısıtılmış bir karton parçası konulduğunu söyleseler, iki hafta içinde o iz ebediyen kaybolur, organizma sonuçları kendiliğinden yok olur.

Benim böyle bir tecrübem oldu. Vücudu yüzde 60 oranında birinci derecede yanık ve izlerle kaplı hastanın cildini tamamen temizleme çabam başarıyla sonuçlandı. Cildi düzgün ve pürüzsüz bir hale geldi. Bilmem anlatabildim mi?” 

Diyor kitabın yazarı..

Tamamen alıntıdır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...