Daha önce bir çok kez paylaşmıştım ama olsun arada tekrar tekrar Hatırlamak lazım!:)
KURAL 1: “Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.
KURAL 2: “Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”
KURAL 3: ” İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.
KURAL 4: “Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”
Ben ozelikle icinde baslangic olan 3ncu kurali cok sevdim. Bircok ise baslamadan, iyi ve kotu kismini cok uzun sure tartiktan sonra vazgecen biri olarak, bunu kendime yeni bir ders olarak almaliyim..
YanıtlaSilBende çok temkinli biriyimdir, zararını gördüğümü söyleyemem ama deli cesaretiyle hiç düşünmeden değişikliğe açık olanlara da bazen özenmiyor değilim...
Silgüzel.. rahatlatıcı :)) .. kaderden kaçış yok..
YanıtlaSil:) Yok gibi... Yaşanılacak olan yaşanıyor... Hayatta dersler var bir ders öğrenilmeden bir sonrakine geçilmiyor. Bu yüzden sürekli aynı olaylar tekrar ediyor.
Silİşte Kader !
YanıtlaSilhttp://ganyan-is.blogspot.com/2013/08/ryan-wurmser-iste-kader.html
yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum.. her şey için teşekkürler.. ben de beklerim sizi...
--sevgiler--
Teşekkürler, ben teşekkür ederim, tabi ki hemen bakıyorum..
Silbloğumdaki güzel paylaşımınız için teşekkürler... bu konunun çok derin olduğunda hemfikirim :) düşüncenize katılmamak mümkün değil, çünki nerden bakarsak bakalım, bize (insanoğluna) ait bir durum değil :) .. aklıma gelen bir husus daha var ki ,çok enteresan olduğunu sizin de kabul edeceğinizi veya katılacağınızı düşünüyorum,şöyle;
YanıtlaSil--eğer aldığımız kararlar dahi bize ait değilse,bizlere biçilmiş roller ise (bir an için böyle varsayalım), bu durumda yaşananlar,hayat,insanlığın gittiği mecra; { ..daima birbirimize göre demektir } .. diğer bir ifadeyle, deriz ya insan insanın kurdudur diye, bir anlamda, yaptıklarımız (bize biçilen rol olsa dahi) bu rollerimizden tecrübe kazanıp/kapıp manevi gelişmemizi sürdürmeliyiz.. netice de değilmi ki ( Adem,Allah'ın yer yüzündeki halifesidir ).. geniş bir düşünceyle birazcık şöyle bir dalarsak, Allah kullarına nihayetinde işkence etmez,ceza vermez..her şey büyük RUH için değilmidir.. şimdi buradan hareketle düşünelim bir... bana göre ilerki aşamalarda ceza yoktur gibi bir drum ortaya çıkıyor.. Allah'ın ilgisi ( alak ) kesilmez... her şey Levh-i Mahfuz'da gizli.. bilemiyoruz,ancak,büyük sevgiyi ortaya koyabiliriz bana göre.. bunu tüm insanların anlaması şu anda kaosa dahi yol açabilir, ama neyse ki düşünceler hemen değişiyor ve unutuluyor.. sanırım bunu bir tek ikimiz bir de Allah biliyor şu anda :)
--sevgiler--
Yaşar Nuri Öztürkün çok beğendiğim bir sözü vardır;
SilBir çizgi koymuştur Yaradan.. Tekamül noktası... "Bu noktaya çıkacaksın" diyor..
Yokuşu geri yürümeye kalkma!.. O yokuşu sana tamamlatacaklar...Sabret, tahammül et, yokuşu bitir!..
Bende bu dünyada kazandığımız tecrübe ve deneyimlerle hazırlandığımızı düşünüyorum..
Sevgiler benden de..