5 Eylül 2015 Cumartesi

Şifanın Kanunları


1.KANUN "İNKAR"
İnkar şifanın 1. Kanunudur.
Yoksayma ve inkar , zihin ve bedeni , kötü düşünceleri ve onun getirdiği olumsuzlukları temizler.
Yoksayma ve inkar yolu ile , arzu edilmeyen pozisyonun varlığını inkar etmiyorsunuz, çare yolları için mutlaka araştırma yapmalısınız.
Fakat olumsuz durumun sebebini bulmak için , içsel seyahat ve derinlemesine araştırma yapmalısınız.
Çözüme ancak böyle ulaşabilirsiniz.
Devamlı hayır , hayır, hayır, söylediğinizde zihninizde ve bedeninizde bir güç akımı başlar ve hastalığın sebebi olan olumsuz düşünceler yok olur.

2. KANUN "SÜKUT"


Eğer olumsuz düşünceleri kafanızda geliştirmez ve beslemezseniz onlar ilgisizlikten yok olacaktır.
Düşünce cevheri , duygular ve hislerinizi bağışlayarak , olumsuz düşünceleri beslemeyiniz.
Dikkatli olunuz gizli veya sessizce kimsede hata aramayınız ve eleştirmeyiniz.
Kinayeli sözlerden ve alaylı davranışlardan kaçınız.
Şikayet etmeyi bırakınız kendi ve diğerleri hakkında kötü kahinlik yapmayınız.
Sakın başkalarına iftira atmayınız.
Başkalarının hatalarını değil olumlu yönlerine yönlerine yönrliniz, olumlu şeylerden konuşunuz veya sükut ediniz.
Çünkü sizin sükutunuz kötülükleri inkar etmek anlamına gelmektedir.
Dertlerden , eziyetlerden söz eden kişi şifa gücüne sahip olamaz.
Kötülüğün varlığı bizim istediğimiz süreye kadardır.
Bazen sükut kabüllenmekten daha iyidir.
Sükut fazilet ve en büyük inkar türlerinden biridir.
Eflatun'a göre kötülük bir tür inanıştır ve kendiliğinden gücü yoktur.

3. KANUN "AF VE BAĞIŞLAMA"
Eğer daimi şifa istiyorsanız her şeyi bağışlamanız gerekir.
Doğru düşünen kişi bilinçsiz huzur, rahatlık ve iyi beslenmeyi yaşamında yerleştirir, diğer doğru alışkanlıklarda kendinde terbiye olur.
Doğru af ve bağışlama yüzeysel ve tesadüfi bir eylem değildir.
Belki zihin ve ruhun derinliklerinde bir arıtma ve tasfiye etme bir yaklaşımdır.
Gerçek af ve bağışlama zaman ve dayanma gücü ister ve bu kesinlikle şuur altı düzeylerini temizler.
Her tür kin ve öfke zihni tırmalar ve bedenin hasta olmasına sebep olur.
Samimi bir şekilde af ve bağışlama yapmazsanız tam şifa gerçekleşmez.
Nefret ve öfke , eleştiri, serzeniş, hışım ve hesaplaşma isteği ve başkalarınn eziyetini görme isteği , hepsi canı solgunlaştırır ve insanın sağlığını çalar.
Bunun için size yapılan bütün eziyetleri af etmek size yararlı olacaktır.
Bir kişiden veya bir pozisyondan nefret ettiğinizde çelikten daha güçlü bir halka ile o kişiye veya o pozisyona bağlanırsınız.
Af ve bağışlama, kurtulmak için tek yoldur.


AF VE BAĞIŞLAMANIN YOLLARI VE METODLARI
Af ve bağışlamanın en basit alıştırma yolu, her gün sakin bir köşede, gözleriniz kapalı oturup şu cümlelerin tekrarlanmasıdır:
·Benim eziyetime sebep olan her şeyi af edip bağışlıyorum,
·Beni üzüntüye sokan her şeyi af edip bağışlıyorum.
·Benim öfke ve nefretime sebep olan her şeyi af edip bağışlıyorum
·İçeride ve dışarıda olan herşeyi af edip bağışlıyorum.
·Geçmişi, geleceği ve şu anı af ediyor ve bağışlıyorum.


AF VE BAĞIŞLAMANIN KAİDELERİ
Eski bir atasözü şöyle der:
"Başkalarını af edip bağışlamayan kişi, kendisininde bir gün geçmesi gereken köprüyü kırıyor."
Size verilmesi gereken bir bağış geçiktiğinde, af zamanı gelmiş demektir.
Gerçek af ve bağışlamanın size verilmesi, bağışlarda olan geçikme ve engelleri ortadan kaldırır.
Charles Fillmore, af ve bağışlamanın her derdin kesin dermanı olduğunu düşünür ve söyler.
Af ve bağışlama her tür hastalığın zihinsel dermanıdır.
Her gece uyumadan önce yarım saat oturun ve sevmediğiniz ve beğenmediğiniz herkesi zihinsel olarak bağışlayıp affedin.
Hatta eğer bir hayvandan korkuyorsanız veya bir böcekten hoşlanmıyorsanız, zihninizde onlardan özür dileyiniz, sevgi ve şefkatinizi onlara gönderiniz.
Eğer birisini adaletsizlikle suçladıysanız, eğer birisi ile dostluk dışında bir diyoloğunuz olmuşsa, eğer başkasnın ardından kötü sözler söylemiş veya eleştirmişseniz , sükut ve rahatlık içinde zihninizde onlardan sizi affetmelerini isteyiniz.
Eğer bir dost veya akrabanız ile bir probleminiz varsa problemi ortadan kaldırmak için elinizden geleni yapınız .
Her şeyde ve herkesde hakikati görünüz.


HAKİKAT NEDİR:
Mutlak cevher ve mutlak can !
Aşk ve sevgiden dolu en güçlü düşüncelerinizi onlara bağışlayınız.
Her gece dünyanın her köşesinde bir düşmanınız olduğu endişesini taşıyorsanız yastığa başınızı koymayınız.
Af ve bağışlamada kapsamlı tekidi ibarelerden biri şöyledir:
"Her şeyi, herkesi ve affa ihtiyacı olan geçmiş ve bu günkü tecrübelerimi bağışlıyorum.
Yaradan sevgidir, bende bağışlanmışımdır.
Yaradanın lütufu yalnız vücuduma hakimdir.
Şimdi sevgi kanunu, yaşamımı düzenliyor ve dengeliyor.
Sevgi kanunu algıladığımdan sükunet içindeyim.
Bazen vurguluyucu ibareler, tek başına yeterli değildir.
Harekete geçmek gerekir.
Başkalarını affetmek veya başkalarının sizi affetmelerinde en ihtişamlı yol onlardan vazgeçmektir.
Başkalarının sizi affetmesi için en iyi vurgulayıcı ibare şudur:
"Şimdi herşey ve herkes benim geçmişimi , bu günümü , beni olumlu bağışlamışlardır."
Emin olun af ve bağışlama en güçlü iştir.
Her tür hastalığa şifa verir.
Zayıf insanı güçlendirir, korkak insanı cesaretlendirir, cahili bilge yapar, hüzünlü insanı sevince boğar.


4.KANUN "ÖZGÜRLÜK"
Belki şaşıracaksınız, sizin bedensel problemlerinizin nedenleri bir kişiye , bir pozisyona veya yaşamınızın bir bölümüne aşırı sahiplenme, bağlılık veya tutku duygusudur .
Belki daha da çok şaşıracaksınız, zihninizi, bedeninizi ve işlerinizi iyileştirmek için duygusal açıdan, o kişiyi veya o pozisyonu özgür bırakmanızdır.
Sizin duygularınız, sağlığınız üzerinde büyük bir etki bırakır.
Her hastalığın arkasında doğru gitmeyen bir duygusallığın izleri vardır.
Doğru olmayan duygular insan sağlığının dengesini bozar.
Gerçi duygusal bağlılığı bazen aşkın en yüce şekli gibi düşünsek de onun terside doğrudur.
Zira bu duygusal bağlılık ve bağımlılıkta sahiplenme meydana gelirse karşı tarafı kıskaç altına almış gibi oluruz.
Halbuki gerçek aşk sevdiğimizi hür ve özgür bırakmaktır.
Biz biliyoruz ki memnuniyet verici bir aşkın yolu yalnız budur.
İnsan oğlu özgür bırakmakla hiçbir şey kaybetmez.
Özgürlüğün manyetik bir gücü vardır.
Size ait olan her şeyi sizin tarafınıza çeker.
Eğer şiddetli duygusallıkla size ait olmayan bir şeyi elde ederseniz veya düşünce ve hislerinizin özünü kendi yaşamınızın yerine başkasının yaşamına yönlendirirseniz sonucu sağlığınızın yok olması veya yaşamınızda dengelerin bozulması olacaktır.

Şifa kanunlarının en etkililerinden düşmanlarınızı bağışlamak ve dostlarınızı hür ve özgür bırakmaktır.

Halil-i Cibran der ki:
→Birbirinizi seviniz
→Aşkı esir almayınız
→Bırakın aranızda biraz mesafe olsun
→Birbirinizin yanında durun ama birbirinize yapışmayın
Başkalarını özgür bırakmak kendimizi özgür bırakmak demektir.
Hatta geçmişte ölenleri bile özgür bırakmamız gerekir.

Aşağıdaki vurgulayıcı ibareyi devamlı tekrarlamanızı tavsiye ederim.
"Şimdi benim ve çevremin rahatsızlığına sebep olan herşeyi ve herkesi-geçmişte veya şimdi-zihnen özgür bırakıyorum.
Kendi yollarına gitsinler.
Şimdi biz hepimiz tam hürriyetimizle büyük bir bütünlük ve tekamüle doğru yol almaktayız."


5.KANUN "EVET" DEMENİN ŞİFA VEREN GÜCÜ
Kanfiçyus'e sormuşlar:
"Çin imparatoru olursanız eğer,ilk icraatınız ne olacaktır?" Konfiçyus cevaplandırmış:
"Kelimelerin kavranlarının tekrar yapılanması''
O,sözcüğün ölüm veya yaşam veren gücünden haberdardı,onun için de sözcükleri seçerken çok dikkat ederdi.
Bütün medeniyet kültürlerinin ortak düşüncesi şudur:
"Senin sözün,seni güç koltuğuna oturtur."
Sizin sözleriniz daima iki işle meşguldür:
Yapmak veya yıkmak,şifa vermek veya öldürmek."
Ağzınızdan çıkan her sözcük yoğun bir güce sahiptir.
İyi sözler hayat enerjisi,sağlık ve mutlulukla doludur.
Ağzınızdan çıkan her sözcük,sizin tüm vücudunuzda-zihninizin ve varlığınızın her atomunda-dalgalar yaratır.
Düşünceleriniz,bedeninizi besler ve bedeniniz,aldığı besinleri geri verir.
Tahrip edici sözler,zihinde,bedende ve insani ilişkjlerde bir çok hastalığa sebep olur.
Hastalıkla ilgili konuları konuşan insanlar daima hasta olurlar.
Eleştiri, romatizmaya sebep olur.
Dengesiz ve uygunsuz sözler, kanı zehirler ve bu zehirler eklemlere yerleşir.
Af ve bağışlamanın olmaması hastalıkların en önemli sebeplerindendir.
Zira damarları tıkar, kara ciğeri sertleştirir ve gözlere zarar verir.
Evet demenin vurgulayıcı gücü size şifa verir.
Vurgulamak, pekiştirmek demektir.
Bir sözcüğü devamlı olarak tekrarladığınızda o sizin zihninizde ve bedeninizde pekişir.
Emerson şöyle der:
"Her düşünce söyleyeni etkiler."
Şifanın en büyük sırrı bilerek yapıcı sözler dile getirmektir.
Bu sözler hastalık kokusu vermemelidir."
Ölüm yerine yaşamı düşünün.
Hayat her yerde var.
Hücrelerin şuur ve yaşamını düşünün.
O zaman yaşam gücünün,insan şuurunun emrinde olduğunun farkına varacaksınız.
Kara ciğerinize,sen tembel değilsin,sağlam,aktif ve güçlüsün demeliyiz.
Midemize,sen zayıf değilsin, zeka ve enerjiyle dolusun.
Zihnimize, her tür hastalık düşüncesinden arınmışsın ve yaratanın merhametiyle dolusun demeliyiz.
Bu,vurgulayıcı ibarelerin tekrarı demektir.
Hatta hastalığı düşünmek,bedene ihanettir.
Ve bu doğru değildir.
Eğer şifa süreci yavaş seyrediyorsa üzülmememiz gerekir.
Vurgulayıcı kelimeleri tekrar edip gücünü ve etkisini gözümüzle görmeliyiz.
Hint mitolojilerine sözlü veye şarkı türü ses, müthiş bir güce ve etkiye sahiptir.
Bazı meta fizik uzmanlarına göre sesli konuşmak ve şarkı söylemek sessiz konuşmaktan %80 daha güçlüdür.
Her gün her saat her dakika ve her saniye vurgulayıcı cümlelerinizi tekrarlayın.
Bu şifa veren ibareleri ısrarla tekrarladığınızda düşüncelerinizde etki bırakacaktır.
Önemli olan size uygun vurgulayıcı ibareleri bulmanız ve yapmanızdır.
Bir danışmandan her zaman yardım alabilirsiniz.
Yavaş yavaş güçlü ve etkileyici ibarelerin nasıl yapılacağını öğrenirsiniz.
Evet'in şifa veren gücünü uyandırmak için şu cümleyi tekrarlayabilirsiniz:
"Zihnim ve bedenim bütünlükle dolu olsun."


6.KANUN ÖVGÜ VE ŞÜKRETMENİN ŞİFA GÜCÜ
Şifanın en büyük sırlarından birisi hastalığın tam doruk noktasında hamd ve şükretmektir.
Çünkü şükrederken şifanın etkin gücünü fazlalaştırıyorsunuz.
Şükretmek bedeninizdeki toplanan ve tıkanan yaşam enerjisini serbest bırakır.
Övgü ve şükretmek tam şifa için gereken vücudun en latif cevherini serbest bırakır.
Kendinizi övebilirsiniz ve bu vesileyle halsizlikten güce doğru,cehaletten bilgeliğe doğru,yoksulluktan zenginliğe ve hastalıktan sağlığa doğru geçebilirsiniz.
Japon bir doktor şöyle der:
"Beni bağışlayın ve teşekkür ederim ibareleri bütün hastalıkların tedavisinde etkilidir.
Şükretmek,stresi ve dağınıklılığı azaltır,hastalığı tedavi eder.
"Övgü ve şükretmenin vurgulayıcı ibaresi:
"Bu kadar sağlıklı,güçlü ve enerjili olduğum için kendimi taktir ediyorum.
Bu kadar sağlıklı,güçlü ve enerjili olduğum için şükrediyorum.
Yaratanın lütfu bütün nimetlerimi artırdığı için sevinçliyim."


7.KANUN “SEVİNCİN” ŞİFA VEREN GÜCÜ
Şarkı ve marş yoluyla şifa,vurgulayıcı ibarelerin en güçlülerinden biridir.
Zira şifanın dalga ve esintileri %80 artış gösterir.
Eğer insanlar gülmenin ve sevincin şifalı gücünden haberdar olsalardı birçok doktorun işleri kesat olurdu..
Sevinç, doğanın en etkileyici ilaçlarından biridir.
Sevinç her zaman sağlık yaratır.
Sevinç ve gülme yolu ile zihin ve bedenlerini dengeli tutan kişiler genelde uzun ömürlü olurlar.
Tam, tersi yaşamlarını ciddiye alan ve zor tutan kişiler az yaşarlar.
Bir doktor şöyle demiş :
“Eğlence, su ve yemek kadar sağlığa gereklidir.
Güldüğünüzde, eğlendiğinizde ve neşeli olduğunuzda zihniniz ve bedeniniz de büyük bir değişim gerçekleşir.
Zihinsel , duygusal ve fiziksel yönden çöken insanlar gülmenin, önemini unutmuşlardır.
Şifayı almak bir şeydir ve onu korumak başka bir şeydir.
Onu korumak ise sizin vazifenizdir.
Kuşkusuz sevinç ve sağlık arasında çok yakın bir ilişki vardır.
Hatta şarkı söylemek sağlığı arttırır ve kan dolaşımını hareketlendirir.
Hızlı kan dolaşımı da sağlığın en iyi belirtisidir.
Eğer kan dolaşımı hiçbir zaman yavaşlamazsa, sinir sistemi ve organlar vazifelerini olduğu gibi yerine getirirlerse bedende hiçbir zaman tümör meydana gelmez.
O zaman bedendeki yaşam akışını hareketlendiren zihinsel faaliyetleri kendimizde yetiştirmemiz gerekir.
Bu faaliyetlerden en önemlisi ise eğlenceli ve mutlu olmaktır.


8. KANUN SEVGİNİN ŞİFA VEREN GÜCÜ
Sevgi, bedeni ve zihni, öfke, nefret, eleştiri, hüzün, pişmanlık, kıskançlık, korku ve günah duygusundan meydana gelen zehirleri temizleyen tek güçtür.
Hastalık genelde sevgi kanunundan uzaklaşmanın sonucudur.
Öfkelendiğimizde, bedenimizde öldürücü bir zehir meydana gelir.
Eğer bu zehir nötralize edilmezse bazen uzun vadede ölümle sonuçlanır.
İlahi aşkla ilgili vurgulayıcı ibareler bu tehlikeli düşünceleri sevgi dolu düşüncelere çevirir.
Sevgiyle ilgili vurgulayıcı ibareler, beden ve ruhu sakinleştirir.
Aşk, kainatın tabibi olarak adlandırılmıştır.
Zira bununla ilgili vurgulayıcı ibareler içten ve yüksek sesle tekrarlanırsa bütün hastalıkları iyileştirir.
Tanrısal aşkı düşünmek bedende pozitif bir akım meydana getirir.
Bu akım nefret ve öfke gibi karşı düşünceleri yok eder.
Emettax kendi kitabında şöyle der:
“ Yeterli sevgiyle bütün problemleri çözebiliriz”.
Devamlı ilahi aşkı düşünmek , insanın içindeki sevgiyle tanrısal sevginin arasında bağlantı sağlar.
O zaman bu güç şifa akımları şeklinde bütün vücuda akar.
Birkaç sene önce Harward Üniversitesinde “sevgi“, bilimsel incelemeye alındı.
Çıkan sonuçlar, insanların en çok sevgi ihtiyaçları olduğunu kanıtlamıştır.
Mevcut düşüncelerin aksine biz sevgiyi üretebiliriz.
Araştırmacılara göre kişiler zihnen insanların ve koşulların üzerine sevgi yağmuru yağdırabilir, bunun meydana getirdiği mucizevi değişiklikleri gözlemleyebilirler.
Dünya çapında öngörülen bütün hastalıklar için sevgiyi üretmek gereklidir.
Bir kitapda şöyle der:”kalbim tanrısal aşkla doludur.
İlahi aşk , gereken her mucizeyi her an gerçekleştirebilir. “
Hastalık genelde evde veya işyerinde uyumsuzluğun sonucudur.
Özellikle eğer kişi bu uyumsuzluğun nasıl ortadan kaldıracağını bilmezse durumu daha kötü olur.
Böyle durumlarda şu vurgulayıcı ibareleri tekrarlayın:
“ ilahi aşk bana yardım ediyor ve beni sevince boğacak kişileri hayatıma çekiyor.
İlahi aşk başkalarına yardımcı olmam ve onlara sevinç vermem için beni onların tarafına yönlendiriyor. “
Problem yaratan kişiler için şu vurgulayıcı ibareleri tekrarlayın:
“ Benim en yüce yaşam varlığımla uyum içinde olmayan kişiler şimdi yaşamımdan çıkıyorlar.
Onlar istediklerini başaka yerde bulsunlar.
Ben ilahi aşkın inanılmaz cazibesinin halkasına adım atıyorum.
Şimdi artık kimse benim ve varlıklarımın arasında engel olamaz. “


9. KANUN “ BEN VARIM “ İBARESİNİN ŞİFA VEREN GÜCÜ
“Ben varım“ ve “ben dünyanın ışığıyım“ ibarelerini devamlı tekrarladığınızda içinizdeki ilahi fıtrat harekete geçer ve vücudunuzdaki bütün karanlıkları aydınlatan bir ışık meydana gelir.
Her hücrenin ve atomun merkezinde ışık vardır.
İnsan zihni , o ışığı bulup yaydığında bütün hastalıklar , depresyonlar ve uyumsuzluklar ortadan kalkar.
“Ben varım “ ibaresini olumlu ve yüce şekliyle kullandığınızda bütün engeller ortadan kalkar, bütün kapılar size açılır.
Hedeflerinize doğru yönlendirilirsiniz ve bütün nimetlere ulaşırsınız.
“Ben varım “
ibaresinin vurgulayıcı cümleleri şunlardır:
“ ben sağlam, güçlü ve neşeliyim.
Ben güzel , sakin ve dengeliyim.
Ben sihirli, genç ve sevinçliyim.
Ben neşeli, mutlu ve özgürüm.
Ben her sabah neşe dolu uyanıyorum.”


10.KANUN İMGELEMENİN ŞİFA GÜCÜ
İnsan sağlığını tekrar elde etmek için iyi bir halati ruha sahip olması gerekir.
Hayal gücü ; sağlık , servet ve sevinç için insanın en önemli güçlerindendir.
Hayal zihinde şekil yaratan güçtür.
Hayal , ölçü, ağırlık , renk ve şekil belirleyendir.
Görünen ve hissedilen herşey önce görünmez ve hissedilmezdir.
Zihnin imajinasyon gücüyle tecelli olmuştur.
Örnek :" Sanatçı önce portreyi zihninde görür sonra tuval üzerinde çizer.
Sağlığı imgelemek, sağlık ve şifayı yaratmanın en bilimsel ve hızlı yoludur.
Sağlık için önce onu hayal etmelisiniz.
Sağlığı imgelemek, sağlamlık getirir.


İMGELEMENİN VURGULAYICI CÜMLESİ
" Ben hergün , her yönümle daha iyi oluyorum. "
Hayal iradeden daha çok güçlüdür.
Hayal ile irade çatışmaya girerlerse her zaman hayal galip gelir.
Zihin, imgelediği şeyi yapar.
Zihin , beklediği şeyi yapar.
Hayalin yapıcı ve bilinçli uygulamaları ile bedeninizde şaşkınlık yaratıcı değişiklikler yapabilirsiniz.
Zihindeki portre, belli bir potansiyele ulaştığında hayal gücü ona fiziki görünüm ve iyileşmiş şekli verir.
Hayal ettiğiniz herşeyi kendi tarafınıza çekiyorsunuz.
Hayal gücünün devamlı kullanımı , bütün güzellikleri ve iyilikleri yaratma gücüne sahiptir.


HASTALIĞI YOK ETME İMAJİNASYONU
Zihinden bir portre yok olduğu zaman onun fiziksel benzerisi bedende de yok olur.
Kalıcı şifa genelde onun portresini zihinde silmekle başlar.
Örnek olarak :
" eğer tümör, siğil, iltihaplı yaralar ve vb. zihninizden silindiği zaman etkisi bedeninizde tecelli edip yok olacaktır.
Yani zihin düşünce yoluyla bir kalıp icat edip iman ve iradesi ile ona müdahele edebilir çünkü bu güce sahiptir.


11. KANUN HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLDİR
Bazen durumun iyi olması için önce kötü olması gerekir.
"Su bulanmadan , durulmaz."
Aslında kötü görünüm iyi görünümün bir bölümüdür.
Yenilgi görünen bir durum başarının doğuş anıdır.
Bu konuyu bir örnekle size anlatmak istiyorum.
Bir terziye bir kumaş veriyorsunuz terzide dikim için ölçülerinizi alır , bu dakikadan itibaren size sabretmekten başka bir iş düşmez.
Çünkü işlerin hepsini terzi yapacaktır.
Belirlenen tarihten önce terziye gidip işi yakından görürseniz şaşkına dönüp ,hatta şok olabilirsiniz.
Zira terzi sizin kumaşınızı parça parça yapmıştır.
O an endişeyle terzinizle kavga bile edebilirsiniz ve bu durumda kumaşları terziden alırsanız büyük bir hata yapmış olursunuz.
Fakat sabrederseniz çok kısa zamanda çok şık ve bedeninize uygun bir elbiseye sahip olup memnuniyet duyabilirsiniz.
Bir işe başlamadan önce işin sonunu düşünürseniz , pişman olmazsınız.
Görüntü olumsuz görünsede çok olumlu ve doğaldır.
Size eziyet etse bile değerli tecrübeler elde etmiş olursunuz.
Çünkü bir arınma olayı yaşanıyor , neticesi ise iyilikler ve yücelmeler olacaktır.
Bu durumda şu vurgulayıcı cümleyi hatırlayınız " Bu tecrübe korkulu veya kötü değil, bu tecrübe iyi sonuçlar verecektir.
Şu an bütün yaşamım ve dünyam şifa olmaktadır.
Şimdi istirahat ediyor ve bu şifanın mükemmel bir şekilde işini yapmasına izin veriyorum.
" Bu yapılanma mukavemet ( direniş) görünmeden gerçekleşirse kısa zamanda durumlar daha parlak olacaktır.
Bu sizin zihinsel, duygusal ve hatta fiziksel ev temizliği içersinde olduğunuzun göstergesidir.


12. KANUN FEDAKARLIK VE BAHŞİŞİN ŞİFA GÜCÜ
"Hiç kimse kendinden başkasını aldatamaz" eğer hastaysanız, bilinçsiz bir şekilde kendinizi aldatıyorsunuz.
Eğer bağışlamanın anlamı olan var olmak ve elde etmeyi kavrarsanız hayatın en büyük temelini elde etmiş olursunuz.
Zira yaşamın 1. Kanunu bir şeye sahip olmak için veya elde etmek için , önce onu fedakarcasına bağışlamanızdır.
Bu kanun zenginliğin yanı sıra sağlık kanusunda da geçerlidir.
Bahşetmek sizi zengin ve varlıklı yaptığı gibi size şifada verebilir.
Eğer hastaysanız ve yaşam enerjinizin vücudunuzda akmasını engelleyen bir tıkanıklık varsa bahşiş ve fedakarlıkla o tıkanıklığı açabilirsiniz.
Eğer kainat cevherine ( kozmik enerji) zihninizden , bedeninizden ve işlerinizden akmasına izin vermezseniz kendinizle kainat arasında olan dengeyi kaybedersiniz.
Sonucu tıkanıklık ve uyumsuzluktur.
Bahşetmediğiniz zaman ,dünyada size bahşetmez.
Bahşetmediğiniz zaman , sizden bir şey çalınır veya zorla alınır.
Bu şey genelde sağlıktır.
Yaradan sizi yaratmakla kalmamış size sağlam bir görüntü vermiş.
Çünkü siz mükemmel yaratılmışsınız .
Bilim adamları ,kainat , insan dahil ve herşey ki onun içindedir.
Enerji ve güçten başka bir şey den yapılmamış olduğunu söylüyorlar.
O zaman , eğer sağlam değilseniz suçlu kendinizsiniz.
Çünkü kendinizi bir vesile ile içsel ve dışsal enerjiden ayırmışsınız.
Şimdide o enerjiyle temas sağlayabilirsiniz ve bu işle hayat enerjisini vücudunuzdan çıkmasını sağlayabilirsiniz.
Bahşiş ve fedakarlık (mali yönden) yaradanı gözümüzde bulundurduğumuz zaman (Yaradan sağlığımızın kaynağıdır) size sağlık ve iyilik sağlayacaktır.
Bu iş devamlı ve gönüllü olacaktır.
Bunu yaptığınızda sağlıklı yaşayacaksınız hem de daha zengin olacaksınız.
Cimri insanlar kendi servetlerinin faydasını göremezler ve bir çok zaman muhtaç duruma düşerler.
Cömert insanlar , mutlu insanlardır.
Birisini doyurdukları zaman kendileri de doyarlar.
Bu cömertlik kesinlikle beklentisiz ve minnetsiz olmalıdır.
Hz. İsa şifa için yanına gelenlere soruyordu "
acaba gerçekten şifa bulmak istiyor musun?"
o çok iyi biliyordu Yaradan sizin zihninizin izin verdiği kadar bir şeyler yapabilir.
Yaşam, sağlıklı insanlardan birçok beklenti içindedir.
Sağlıklı insan sabah erken kalkmalı ve o günün sorumluluklarını başarı ile gerçekleştirmelidir.
Tıp dünyasına göre hastalığın en önemli sebeplerinden birisi yaşam sorumluluklarından kaçmaktır.
Böyle insanlar hastalıktan zevk alır ve şifa için kimseye izin vermezler.
Unutmayın sadece zihnen kabul ettiğiniz şeye sahip olabilirsiniz.
Vurgulayarak şöyle seslenin
" Ben hazırım , zihnimin bedenimin şifası için , ilişkilerim için ve tüm işlerim için tamamen hazırım.
Şimdi kendim için kamil ( tam ) şifayı kabul ediyorum.
Ben sakinim, fiziken , zihnen güçlüyüm ve bütün kılcal damarlarım sevinç ve şifadan dolup taşıyor"
o zaman bilinç altınızdan şifanın hangi kanunu sizi daha çabuk iyileştirebilecekse onun açıklamasını isteyin.


Psikolog
Dr. Davut İbrahimoğlu (Ph.D)
Pozitif Düşünce Uzmanı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...