7 Mayıs 2016 Cumartesi

“VÜCUDA NE KADAR ÇOK ELEKTRON YÜKLÜ BESİN GİRERSE O KADAR ALKALİ OLURUZ...”



Mevcut her şey gibi biz de atomlardan oluşuruz...
Atom nedir?..
Basit dille açıklarsak proton, nötron ve elektronlardan oluşan en temel maddedir...
Nötronun elektrik yükü yoktur...
Bizi ilgilendiren protonlar ve elektronlardır...

***

Protonlar artı yüklüdürler...
Proton yüklü atomlar asit atomlardır...
SAĞLIK İÇİN TEHLİKE OLUŞTURAN BUNLARDIR...
Buna karşın elektron yüklü atom ALKALİ ATOM’DUR...
Protonu fazla olana elektron verebilir...
Amaç sürekli olarak proton ve elektron sayılarını eşitlemektir...”

***

Bunları basitçe anlattıktan sonra, kanserli hücrenin oluşmasını engellemek için, şu hayati tespitte bulunuyor:
“VÜCUDA NE KADAR ÇOK ELEKTRON YÜKLÜ BESİN GİRERSE O KADAR ALKALİ OLURUZ...”
Proton yüklü atom çok saldırgan oluyor...
Hemen kendine fazladan elektron alabileceği yapılar arıyor...
Hücrede kendisine en yakın bulduğu yere saldırıyor...
Kanser olmayı engelleyecek önlem de kendiliğinden ortaya çıkıyor:
1) Asit yükünü azaltmak (Yani proton seviyesini düşürmek)
2) Alkali rezervini artırmak (yani elektron içeren besinler almak)
“İnsanın sağlığı için verebileceği en basit fakat en büyük destek budur...” diyor Doktor Ayşegül Çoruhlu...

*****

KANSER NASIL OLUŞUYOR?..
Dokuda azalmış oksijenin kanser oluşmasında önemli nedenlerden biri olduğunu bulan Dr. Otto Walburg, bu keşfiyle Nobel Ödülü alıyor...
Nobelli bilimadamı, tümör hücrelerinin metabolizmasını çözüyor...
Kanser hücrelerinin oksijen bulunmayan ortamlarda, şekeri fermente ederek enerjiye çevirip kullandığını tespit ediyor...
Dr. Otto’nun 1931 yılındaki bu keşfinden bu yana geçen 80 yılda, kanserli dokuya yüksek oksijen vererek tümör etrafındaki fazladan damarlanmaya engel tedavi çalışmaları yapılıyor...
Fakat her nedense!! kanser oluşumunun zemininde yer alan asitlenmenin giderilmesine çalışılmıyor...

***

Dr. Ayşegül Çoruhlu “basite indirgediğinizde kanser mekanizması şu şekilde çalışır” diyor...
“Vücuttaki asit miktarı artınca, asidin biriktiği bazı hücreler hasar görüp ölüyorlar...
Burada bir sorun yok...
Çünkü yerlerine yenisi geliyor...
Fakat bazı hücreler, kendilerini ilkel bir hücreye çevirip, duruma adapte olurlar (kanserli hücreler)...
Böylece bu asitli oksijensiz dokuda çoğalmaya devam edebilirler...
Bu tür hücreler, hiçbir görevini yerine getirmez, bağışıklık sisteminden saklanabilir, sonsuz kez çoğalabilir, çevresindeki hücreleri de kendisine benzetebilir...
İşte bu kanser hücresidir...”

***

Peki kanserli hücre oluşmasını engellemenin yolu ne?..
Şöyle açıklıyor bunu da Ayşegül Çoruhlu:
“KANSER HÜCRELERİNİN BAYILDIĞI ŞEY YÜKSEK ASİT, DÜŞÜK OKSİJENDİR...
YÜKSEK OKSİJENLİ DOKULARDA YAŞAYABİLEN KANSER HÜCRESİ YOKTUR...
Yüksek oksijen alkaki ortamda olur...
Kanser hücreleri asitlenmiş ortamda zor şartlarda yaşama mücadelesi veren akıllı hücrelerden başka bir şey değildir...”
Bu kadar basit bu kadar rahat bir dille anlatıyor...
Niye “kanseri tedavi etmek için bunca çaba harcanmasına karşın, kanserli hücre oluşmasını engelleyen şartların oluşmasına aynı çaba gösterilmiyor?..”

Alıntıdır.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...