15 Kasım 2016 Salı

Söylenen söz vücut bulur!

"Eski Mevlevîler konuşurken çok dikkat ederlerdi. Kullanacakları kelimeleri bir kuyumcu titizliği ile seçerler, aşırı hassas davranırlardı. Meselâ “ışığı yak, ışığı söndür” demezler, yakmak ve söndürmek kelimeleri insanda yangın imajı uyandırabilir diye “ışığı uyandır, ışığı dinlendir” derlerdi. Meselâ, anne odaya giriyor, ufacık çocuk elinde çok kıymetli kristal bir vazo ile oynuyorken, şimdiki bazı anneler gibi ne yapıyorsun, kıracaksın demezler, ipeksi, yumuşak bir ses tonu ile yavaşça, aman yavrum düşürmeyesin derlerdi ve vazo kırılmaktan kurtulurdu.

Zaman zaman, çevremizdeki bazı kimselerden işitiyoruz. Evin beyi bağırarak “Hanım sana kaç kere söyledim, dünyada herkes adam olur, bu çocuk adam olmaz.” der. Bu ne kadar yanlış, ne kadar kötü sonuçlar doğuracak bir tutumdur. Hep, “Söylenen söz vücut bulur.” kelâmının unutulmasıdır asıl sebep. Evlâdımız için iyi olacak dersek, onlar iyi olurlar. Kötü olacak dersek, kötü olurlar. Ne olur bugünkü insanlar da, dün­küler gibi söz söyleme konusunda daha titiz, daha dikkâtli olsa­lar. Kazancımız öyle büyük olur ki..."


SABRİ TANDOĞAN


1 yorum:

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...