11 Şubat 2017 Cumartesi

Ruhun yasalari / Dan Milman


Teslimiyet yasası (YÜKSEK İRADEYİ kucaklamak)

Teslimiyet, açık kollarla bu anı, bu bedeni, bu hayatı kabul etmektir. Teslimiyet, kendi yolunun önünden çekilerek, yüksek irade ile uyum içinde yaşayabilmektir. Teslimiyet, yüreğin bilgeliğidir. Teslimiyet, pasif bir boyun eğme değildir. Teslimiyet, her zorluğa ruhsal gelişim ve genişleyen farkındalık olarak bakabilmektir.

Akan suyun ne kadar yumuşak ve aynı zamanda güçlü olduğuna dikkat ettin mi? Güçlü ve akışkan su, yerçekimine karşı mücadele vermediği gibi neyin içine konursa onun şekline uyum gösteriyor. Su her koşulda verebileceğimiz en zekice ve güçlü tepkinin ne olduğunu bize öğretiyor. "Teslimiyet".

Teslimiyet Yasası yaşamımızda ne olursa olsun olduğu gibi kabul etmemiz anlamına gelmesine rağmen hoşlanmadığımız şeyler için pasif davranmamız, tolerans göstermemiz anlamına gelmiyor. Adaletsizliği görmezden gelmek ya da kontrol edilmenize, kurban olmanıza izin vermeniz demek de değil.
Gerçek teslimiyet, aktif, olumlu, etkin bir şekilde durumumuzdan bir değer çıkararak yaratıcı çözümler üretmektir.
Bu yasa herhangi bir şeydeymiş gibi davranman ya da gerçek duygularını yadsıman anlamına gelmiyor. Yasa, sorunları dönüştürebilmekle ilgili. Bakış açını değiştirebilmek teslimiyeti öğrenmenin yoludur.
Şöyle bak, atletizmde eğitilirken koç sana bir gün ödül verir. Ertesi gün takatın kalmayana kadar çalıştırır. Bunu eğitimin bir parçası olarak kabul eder, hatta değerini bilirsin. Aynı şey günlük yaşamın için de geçerli. Ruh senin koçun hayat da eğitimindir.
Şimdi soruyorum: Eğer patlamış tekerleği ya da soğuk algınlığını öğreniminin ve gelişiminin gerekli bir parçası olarak görebilseydin ne olurdu? En gerçek anlamıyla bu yasa sana ana teslim olman için yol gösteriyor....

Ne olursa olsun ve nasıl tepki gösterirsen göster. Olanı kabul edebilmenin yolunu gösteriyor. Sadece yaşamın iniş çıkışlarını değil, bedenini, düşüncelerini, duygularını yani kendini kabul edebilmek anlamına geliyor.

Yaşam önüne çözmen gereken sorunlar ve testler çıkarmaya devam edecek. Ama yaşama gergin değil, rahat yaklaştığında en zor durumlarda bile zevk alacak bir şeyler bulabileceksin. Tıpkı bir bulmacayı çözerken, satranç oynarken aldığın zevk gibi.

Her şeyi söylemesi yapmasından kolaydır. Küçük şeylerle başla. Ufak bir anlaşmazlık yaşadığında karşındaki kişinin bakış açısını anladığını göster. Bak o zaman ne oluyor. Küçük düş kırıklıklarını önemseme. Yunanlı filozof Epiktetus' un öğrencilerine söylediklerine kulak ver. "Her şeyin gitmesi gerektiği gibi gittiğini bilmeyi öğrenin".

Teslimiyet Yasası her ruhun kendi özgünlüğünün kutsallığına saygı duyar. Bundan vazgeçmek zorunda değilsin. Yalnızca kendi yolunun önünden çekilmek gerekiyor. Küçük arzulardan yüksek seçimler uğruna vazgeçmek sık görünen bir davranış değildir. Çünkü kendi istediğini yapmak istersin. Bunu anlıyorum. Ama hayat bize daima kendi isteklerimiz doğrultusunda olanaklar sunmuyor. Bu yüzden isteklerimizin esiri oluyoruz. Bu da endişe, çaresizlik ve umutsuzluk yaratıyor. Küçük arzuların peşinden gitmek geçici doyumlar verebiliyor ama kalıcı mutluluk sağlamıyor.

Hayatın, isteklerini elde etmeye çalışmaktan ibaret olmadığını netçe görebildiğinde elde ettiklerini sevmeyi öğrenmenin ve değerini bilmenin de hayatın ta kendisi olduğunun bilincine erdiğinde, hayatını Teslimiyet Yasasıyla uyumlu hale getirmiş olursun.

Öncelikle her durumda şu soruyu sormakla işe başla: "Bu durumla ilgili herkesin yararına en iyi olan nedir? " Bu bazen evinin çatısı akacak bile olsa susuzluk çekilen bir yerde yağmur yağması için dua etmek bile olabilir.

Gerçek teslimiyet için arzu edilen şeyi yürekten istemek gerekir. Bu oldukça esneklik, çaba ve geniş düşünmeyi gerektirecek. Herkes için öyle. Ama esneklik yaşamın bir parçasıdır.


Gevşemeyi rahatlamayı hep hatırla! Gevşeme, bedenin 'an' a teslim olma yoludur. Ne olması gerektiği konusundaki kesin fikirlerinden vazgeçtiğinde her 'an' a yargı ve beklentiden uzak doğal ve içten tepkiler verebilirsin.

Dikkat ettin mi? Kediler nasıl da gitmek istedikleri bir yere gitmekte engel tanımıyorlar. Fakat bir şey yollarını engellediğinde oturuyor, rahatlıyor ve bunu kendilerini yalama fırsatı olarak değerlendiriyorlar. Çok az, insan teslimiyeti kediler ve Uzakdoğu sporları ustaları kadar iyi öğrenebiliyor.

Gerçek Uzakdoğu sporu, tıpkı su gibi akıcı ve esnektir. Katı ya da tepkisel değil, etkiseldir. Uzakdoğu sporu bize itildiğimizde çekmeyi, çekildiğimizde itmemiz gerektiğini söyler. Güce güçle tepki verip mücadele ederek enerjiyi ziyan etmek yerine, yaşam gücüyle işbirliği yaparak enerjiyi doğru kullanmayı öğretir.

Uzun zaman önce feodal Japonya' da kılıç ustası olmak isteyen genç bir samuraydım. Her gün uzun saatler boyunca kılıç kullanma teknikleri üzerinde çalışıyordum. Bana kılıç kullanmayı öğretmeyi kabul eden bir usta buldum. Usta, geliştirdiğim teknikler hakkında hiçbir şey söylemiyor, sadece tekniğin ikinci derecede önemli olduğunda ısrar ediyordu. Bunun yerine, kazanmaya, zafere, emniyete, ya da istenilen sonuçlara bağımlı olmaktan vazgeçmenin önemini vurguluyordu. Ancak, egosunun arzularından, korkularından ve bağımlılıklarından vazgeçebilen bir savaşçının rahat ve odaklanma yeteneğine sahip olabileceğini söylüyordu. Bir düelloda ölüme teslimiyet yaşamak, yaşama yapışmak kaybetmek anlamına geliyordu.

Anlayabiliyor musun? Bu yasa yaşam-ölüm seçimini bile belirliyor. Bağımlılıklarından kurtuldukça daha büyük ögürlüğe doğru yol alıyorsun. Bağımlılıklardan vazgeçmek insanın evini ya da mallarını dağıtması anlamına gelmiyor. Teslimiyet içsel bir davranıştır. Ne olursa olsun olanı kucaklamaya hazır olmaktır.

Bu yasa günlük yaşama ne zaman uygulanıyor? Uygulanması gerekmediği zaman!

Normal olarak reddettiğin, kaçındığın ya da tepki gösterdiğin herhangi bir olay düşün; olaya tümüyle teslim ol, arkanı dön ve yapabileceğinin en iyisini yap. Yaşamında olumlu değişiklikler yapabilmek için en yüksek dürtülerine teslim ol. Fakat tıpkı kedi gibi kontrol edemeyeceğin ya da değiştiremeyeceğin koşullar için enerjini ziyan etme.

Dünyanın şu andaki durumuna teslim olmanın ne kadar zor olduğunu anlıyorum. Dünya açlık, açgözlülük ve adaletsizliklerle dolu ama zaman içinde herkesi ve herşeyi Ruhun bir boyutu olarak göreceğin an gelecek. Tüm görünen zorluklara rağmen evrende her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna güven duyacaksın.
Teslimiyet alçakgönüllülüktür. Hayatın aklın alamayacağı kadar derin bir gizem olduğunu hissedebilmektir. Isaak Bashevis Singer' ın dediği gibi:"Hayat Tanrı' nın romanıdır; bırakın Tanrı yazsın." Sana şu sözü verebilirim.
Teslimiyet Yasası, doğal halinize giden yolu açacak, inancınızın artmasını ve tüm varlıklarla olan temel birliğinizin farkına varmanızı sağlayacaktır. Bu farkındalığın derinliği öylesine güçlüdür ki, evriminizin insan potansiyeli yolunda hızını artırarak sizi madde dünyasından çok daha önce varolan spiritüel gerçekliğe doğru götürecektir.

"Kimi sıkı sıkıya tutunmanın kişiyi güçlü kıldığını düşünür. Kimi de gerektiğinde bırakabilmenin."
Sylvia Robinson


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...