18 Ağustos 2017 Cuma

Baltaya gerek yok sözlerin yeter! :)

Solomon adalarında yaşayan yerlilerin çok ilginç bir ağaç kesme yöntemleri var.. Elektronik testere gibi teknolojik nimetlerden mahrum oldukları için, baltayla da kesemeyecekleri kadar kalın bir ağaç olduğunda ne yapıyorlarmış biliyor musunuz?
Üfleyerek deviriyorlarmış!
Evet evet yanlış duymadınız üf-le-ye-rek :)
Ağacın bir ruh taşıdığına inanıyorlarmış (- ki öyle) etrafına geçip halka oluyor ve hep bir ağızdan ağaca kötü sözler fısıldıyorlarmış. Bu kötü sözlerin ağacı üzdüğünü ve ruhun ağacı terk edeceğini düşünüyorlarmış.
Ve gerçekten de öyle oluyormuş, bir süre sonra ağaç kurumaya başlıyor ve devriliyormuş.
Söz baltadan daha yaralayıcı olabiliyorsa; kullandığınız sözlerin kendi üzerinizde ve karşınızdakinin üzerinde nasıl kısıtlayıcı etkisi olabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Peki, kullanılan sözlerin böyle bir gücü varsa neden bunu olumlu yönde kullanmayalım ki değil mi?
Bir çok insan bunu nasıl yapacağı konusunda ne yapacağını bilemiyor. Haklısınız da. Çocukluğumuzdan itibaren hepimizin diline öyle yerleşmiş ki durup dururken sözlerimizle kendimizi baltalıyoruz! (Hayatta yapamam, olmaz, lanet olsun, kahretsin, bende şans olsa!!!)
İlk olarak kendimizle bir anlaşma yaparak başlayacağız, bundan böyle kullandığımız tüm sözlerimizde ve düşüncelerimizde sadece olumlu olmaya niyet ederek ilk adımı atacağız. Sonrasında aklımıza her olumsuz bir kelime geldiğinde bunu olumlusuyla değiştireceğiz. Bu biraz dikkat ve farkındalık istiyor. Ama emin olun kısa bir süre sonra insan yarı yarıya aşama kaydediyor. Hatta çevrenizdekileri bile uyarmaya başlıyorsunuz. :)
Bu kendinizle ilgili olan kısımdı.
Aynı zamanda Kullandığınız kelimelerde olumlu olduğunuzda insanlarla ilişkilerinizde bile farklılıklar göreceksiniz..
Örneğin birisi ile tartışma olduğunda karşınızdakini suçlayıcı bir tavır içinde olmak karşıdakini daha fazla gerecektir. "sen işte hep böyle yapıyorsun..." diye başladığınız bir cümlenin sonrasından hayır beklemeyin:)  Bi kere geçmişi de işin içine karıştırdığınızda karşıdaki insan suçlandığı için direnç oluşturur ve direk savunmaya geçecektir. Oysa bunun yerine, geçmişi hiç karıştırmadan "bu davranışın beni üzdü" deyip sadece o an üzerinden durum değerlendirilmeli. Suçlayıcı bir tavır içinde olmadan sözlerinizi karşıya ilettiğinizde sizi daha rahat dinlediklerini fark edeceksiniz.
Eğer o an gerçekten çok kızgın iseniz tartışmaya "şu an çok gerginiz daha sonra konuşalım" diye nokta koyup, daha sakin bir zamanda konuyu gündeme getirmelisiniz. Aksi takdirde istemediğimiz şeyler söyleyip pişman olabilir işlerin daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına sebep olabiliriz. Cümle kalabalığı yapmak yerine kısa ve öz bir şekilde sıkıntınızı veya karşı taraftan talebinizi dile getirmeniz daha akılcı olur. Çünkü laf uzadıkça yine sarpa sarma ihtimali var:) 
Konuşmalarınızı her zaman olumlu başlatın, birisine olumlu söylediğiniz her şey ve bu enerji size dönecektir. Aynı şekilde olumsuz söylediğiniz her şey ve bu enerji de size geri dönecektir. Eleştirme, yargılama ve düzeltme huyunuzdan vazgeçin! Her zaman haklı çıkmak zorunda değilsiniz. Haklı olmaya çabaladığınız da aranızdaki tartışma daha da alevleniyor. Oysa bir an durup düşünsek belki ikimizde farklı açılardan kendimize göre haklıyız.
Kimi zaman gerçekten; Haklı olmak değil, mutlu olmak daha önemli! 

Sevgiyle,
Nur Demir



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...