12 Şubat 2018 Pazartesi

TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOKTUR.


Yaşadığımız her deneyimin ve hayatta karşımıza çıkan her insanın, bize bir mesajı vardır. Özellikle sorunumuz olduğunda, yanıtları bize verecek insanlarla karşılaşırız. Rastlantı yoktur. Ama bu rastlantılara nasıl yanıt vereceğimizi, bize iletilen mesajları algılayabilme kapasitemiz belirler. Yolumuza çıkan biriyle yaptığımız sohbet, o anki sorularımıza yanıt vermiyor görünebilir ama bu, yaptığımız sohbetin bir mesaj taşımadığı anlamina gelmez. Sadece, biz o mesajı alamamışızdır.

2. NEDEN YAŞADIĞINI CEVAPLA… İkinci bilgi, gerçeklerin ve kendinin farkındalığı üzerine kurulmuştur. Neden yaşıyorsun?

3. EVRENDE TEK VE SAF BİR ENERJİ VARDIR. Bu bilgi, yaşama yepyeni bir bakış açısı getirmektedir. Modern fizik, evreni, tek ve nötr bir enerji olarak tanımlamakta ve bu enerjinin her nasılsa düşüncelerimize yanıt verdiğini söylemektedir. Yani, insanoğlunun yalvarmasına gerek olmaksızın, eğer gerekli istenci gösterirse ona yanıt veren bir enerji…

4. TÜM EVREN ENERJİDEN İBARETTİR VE ENERJİ GÖRÜLEBİLİR. Ne var ki, hepsinin türü değişiktir. İşte bu yüzden bazı yerler enerjiyi diğer yerlerden daha fazla artırır. Bu, senin uyumuna baglidir. Önce enerji alanlarini görmeye başla. Bunun için dikkatini çevreye yönelt. Nesnelerin ve insanların güzelliklerini, eşsizliklerini takdir edince, enerji alıyorsun; hislerin sevgi düzeyine yükselince, gönüllü olarak enerjini geri veriyorsun. Bu mistik bir deneyimdir.
Bu durum ne yazık ki uzun süre korunamaz. Bilinci normal düzeyde olan bir insanla konuşmaya çabalayınca ya da halâ çatışmaların sürdüğü bir dünyada yaşamaya çalışınca, bu durumdan sıyrılır ve tekrar eski düzeyimize döneriz. Bundan kurtulabilmek için, hissettiklerimizi yeniden, yeniden tekrar etmeliyiz. Çünkü rastlantıları sağlayan bu enerjidir ve rastlantılar sürekli bir temele dayanan, yeni bir düzeyi gerçekleştirmemize yardımcı olurlar.

5. İNSANLARIN, DİĞERLERİNİN DÜŞÜNCELERİNE HÜKMEDEREK ENERJİLERİNİ ÇALMA EĞİLİMLERİ VARDIR. Enerjimizin kesildigini hissettiğimiz zaman, hepimiz aynı şeyi yaparız. İnsanları ve durumlari kontrol ederek enerjinin bize doğru akışını sağlamak için dramalar yaratırız. Şayet kendimize dikkatle bakıp, enerjiyi yönlendirmek için neler yaptığımızı keşfetmezsek, hiçbir ilerleme olmaz.

MESAFELİ DRAMA: Esrarengiz ve gizemli bir görünüm kazanır, kendi kendine ihtiyatlı davrandığını söyler ama aslında bu dramanın içine başkasını çekip, kendisine ilgi göstermesini ümit eder. Birisini bu dramanın içine çekince de, açık davranmaz ve gerçek duygularını anlamaları için karşındakileri zorlar. Onlar bu kişinin gerçek duygularını anlamaya çabalarken, fazlasiyla ilgi gösterip, tüm enerjilerini ona yollarlar.

NE DENLİ ESRARENGİZ DAVRANIP, NE DENLİ İLGİLERİNİ ÇEKERSE, O KADAR ENERJİ ÇALAR.
SORGULAYICI DRAMA:
 Sorularıyla insanları eşeleyip, diğerlerinin yaşantılarındaki yanlışları ortaya çıkarıp eleştirir. Eger istedikleri kişiyi bu dramanın içine çekebilirse, diğerleri, sorgucunun karsisinda kendilerini suçlu hisseder ve sorgucunun dikkatini çekecek hatalar yapmamak için, onun düşündükleri ile ilgilenmeye başlarlar. Sorgucu, bu saygı sayesinde gereksinim duydugu enerjiyi sağlar.

KORKUTUCU DRAMA: Şayet biri sözle, fizik gücüyle ya da statüsüyle başkaları üzerinde tehdit yaratıyorsa, diğerleri başlarına kötü bir iş geleceği korkusuna kapilir, ona ilgi gösterip enerjilerini verirler.

ACINDIRICI DRAMA: Birisi, başına gelenlerden diğerlerinin sorumlu olduğunu açıkça olmasa da vurgular ve ona yardım edilmediği takdirde kötülüklerin başına gelmeye devam edecegini söylerse, sağladığı ilgiyle enerji çeker.
Burada dikkat edilmesi gereken konu, dramaların, karşı dramaları yarattığıdır. Örneğin mesafeli drama uygulayan bir kişi, karşısında sorgucu drama oynayan kişiyi yaratır.

6. GEÇMİŞİ BERRAKLAŞTIR, ÇOCUKLUĞUNUN DRAMALARINI TEKRAR ETME!

Geçmişi berraklaştırmak, çocukluğumuzda öğrendiğimiz bu dramaları kontrol etmekle başlar. Dramaların farkıda ol. Bunlardan bir kez kurtulduğnda, kendini daha yüksek seviyedeki evrimsel kimliğinde bulursun. Doğru enerji ile her doluşta hayatı daha ileriye götürecek bir rastlantı eydana gelir ve bu düzeydeki enerji içselleştirilir.


7. AKLINA ANİDEN GELEN DÜŞÜNCELERE DİKKAT ET!
Ani düşünceler, bize rehberlik etme maksadıyla aklımıza gelirler. O zaman, NEDEN? diye sormalıyız. Yaşam sorunumla bunun ne ilgisi var? Gözlemci durumuna geçince, her şeyi kontrol etme gereksiniminden de kurtuluruz ve bu bizi evrimin akışının içine sokar. Bu noktada olumsuz düşünceler aklımıza gelirse, 7. bilgi, “korku imajları belirir belirmez engellenmelidir, ardından da aklımıza iyi düşünceler getirmeliyiz” der. Eğer olumlu imajlardan sonra olumsuz imajlar belirirse, yine de bunları ciddiye almak gereklidir. Örneğin, aklına aniden araba kazası geçireceğin gelmişse ve biri seni arabayla bir yere götürmeyi teklif ederse, reddetmelisin.

8. DİĞERLERİYLE KURDUĞUN İLİŞKİLERDE ENERJİNİ DOĞRU KULLAN! Sekizinci bilgi diğerleriyle kurulacak ilişkilerde enerjiyi kullanmanin yolunu gösteriyor. Özellikle çocukların hatalarını sürekli düzeltmenin, onların enerjilerini tüketmek olduğunu ve bu durumun onlarda kontrol dramaları yarattığını söylüyor.

AŞK İLİŞKİLERİ ENERJİ EMİCİLERE DÖNÜŞMESİN!:
Aşık oldugunda, iki kişi bilinçsiz olarak enerjilerini birbirlerine verirler ve mutluluk ve neşe inanilmaz derecede artar, titreşimler yükselir. Ne yazık ki, insanlar kısa sürede birbirlerinden gelen bu enerjiye bağlanırlar ve evrenden sağladıkları enerjiyi keserler.
Oysa, iki kişinin birbirine verecek yeterli enerjisi yoktur. Bir süre sonra birbirlerine enerji vermeye son verip, diğerinin enerjisini elde etmeye çalışır ve çocukluk dramalarının içine düşerler. Ve sonuçta ilişki giderek yozlaşır ve güç mücadelesine dönüsür. Aslında bu durumdan tam olarak kurtulmayı öğreninceye kadar alfabedeki C harfi gibiyizdir. Karşı cinsten kolay etkileniriz, onun yarım kalmış dairesi gelip bizimkiyle birleşir. Birbirimize enerji akıtmaya başlarız, gerçekte ise kendi dışında diğer yarısını arayan bir başka insanla birleşmiş oluruz.

KARŞIT CİNSTEN BİRİNE BAĞIMLI OLMAMIZIN NEDENİ, KARŞIT CİNSİN ENERJİSİNİ ELDE ETMEK İSTEMEMİZDİR.
ÖNCE TEK BAŞINA OLMAYI ÖĞREN!

 İçimizdeki kaynaktan aldığımız mistik enerjinin, hem erkek hem de dişi yönü vardir. Ama bu bütünleşme zaman alir. Eğer olgunlaşmadan eril yada dişil enerjimizin artması için, bir başka insan ile bağlantı kurarsak, evrensel kaynağın akışını durdururuz. Önce daireyi kendimiz bütünlemeliyiz. Bu zaman alır ve ancak bunu sağladıktan sonra yüksek ilişackiler kurabiliriz. Böylece, bütünleşmiş bir insanla romantik ilişki kurduğumuzda, bu tür bir ilişki bizim bireysel gelişimimizi engellemez. Bu tür ilişkilerde bağımlı olma eğilimi yoktur. Çünkü bu insanlarin ikisi de gelecek mesajlari beklemektedirler. Bir aşk deneyime ilk başlarken, ilişkinin ilk günlerinde duyulan iyilik ve keyfin tadını, tek başına olduğun zaman çıkarmalı, onu içine almalısın. Bundan sonra gelişmeye başlarsın ve kendine uygun romantik ilişkiler sana kendiliğinden bir şekilde ulaşır.


9. ENERJİ DÜZEYİNİ ARTTIR! Dokuzuncu bilgi der ki; enerji düzeyimiz arttıkça vücudumuzdaki atomların titreşimlerinin düzeyi de artar. Kısacası, ruhumuzu arındırıp hafifleriz. Her zaman enerji dolu ol ve sevgi konumunda kal. Bir kez sevgi konumunu elde ettin mi, hiç bir şey ve hiç kimse sendeki enerjiyi çekip alamaz. Aslında, senden taşan enerjinin yarattığı akıntı, aynı oranda enerjiyi senin içine çeker.


(Kitap kaynağı: Dokuz Kehanet, James Redfield)


1 yorum:

  1. Paylaşımınız için çok teşekkürler Nural hanım

    YanıtlaSil

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...