MECNUN VE DEVESİ
Mecnun, Leyla’sının köyüne gitmek için dişi bir deveye bindi. Bir süre yol aldılar. Mecnun’un bütün derdi, sevgilisinin köyüne bir an önce ulaşmaktı. Dişi deve ise geride bıraktığı yavrularını düşünüyordu. Onun da tek derdi, bir an önce geriye dönüp yavrularına kavuşmaktı.
Mecnun bir an dalıp gittiğinde deve geriye döner, köye yavrularına kavuşmak için koşmaya başlardı. Mecnun kendine geldiğinde, devenin yönünü tekrar Leyla’nın köyüne doğru çevirirdi.
Bu yolculuk iki-üç gün böyle, iki ileri bir geri devam etti. Mecnun yıllardır yollardaymış gibi şaşırıp kalmıştı. Baktı ki bu yol böyle bitmeyecek, devesinden indi ve,
”Ey deve! İkimiz de aşığız, ama sevdiklerimiz farklı yerlerde. Biz birbirimizle yol arkadaşlığı yapamayız. Beraberliğimiz ikimizi de hedefe ulaştırmayacak. En doğrusu biz yollarımızı ayıralım” dedi ve deveyi serbest bıraktı.
-----
Bu hikayede Mecnun insan ruhunu temsil eder. Ruh rabbine aşık olduğundan ona doğru gitmek ister. Fakat nefis devesi, maddi arzularının peşinden koşarak ona devamlı engel olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..