14 Kasım 2015 Cumartesi

Allah Her Şeyi Bir Karşılık Esasına Göre Yaratmıştır

Bu sistemde her şey karşılıklar esasına göre işler!

Allah kâinatı "karşılık=ceza kanunu" ile idare etmektedir.[50] Yapılan hiçbir haraket karşılıksız değildir. Ateş yakar, su boğar, ekilen tohum biter, olgunlaşan meyve yere düşer, hava ısınınca sıcak hava ile soğuk hava yer değiştirir ve rüzgâr olur... Yani kâinatta neyi düşünsek, nereye göz atsak, Allah'ın koymuş olduğu bu "karşılık kanunu "nu görürüz.


Türkçemizde de "Eden bulur, eşen düşer. Her koyun kendi bacağından asılır. Ne ekersen onu biçersin." gibi sözler, karşılık kanunu için iyi bir örnektir.

Karşılık kanunu, en büyük adalettir. Çünkü insan, daha önceden bildiği esaslara uyup uymamanın neye mal olduğunu bilmekte, seçimini hür iradesiyle ona göre yapma imkânına sahip olmaktadır.

Bu ilâhî kanuna göre, herkes amellerinin karşılığını görecek, hiç kimse, başkasının günahını çekmeyecektir.[51] Bununla birlikte, ister hayır, ister şer olsun, yapılan en küçük iş karşılıksız kalmayacaktır[52] Bu da insanın, "bahane bulma" duygusunu yok edecek, "Kendim ettim kendim buldum." şeklinde bir karara varmasına yol açacaktır,

Görüyoruz ki "Kainatta her şeyin bir karşılığı vardır.", yapılan hiç bir kötülük kimsenin yanına kâr kalmayacaktır. Hal böyle iken, bütün karşılıkların görülebilmesi için, dünya hayatı elbetteki kafi değildir. O zaman şöyle bir durumla karşı karşıya kalırız: Bir tarafta karşılık kanunu, diğer tarafta dünya hayatının buna kafi gelmeyişi?..

Burada imtihan edilme söz konusudur. Bu açıdan bakıldığında "karşılık kanunu", âhirete inanmanın zaruretini de ortaya koyar. Yani her şeyin bir karşılığı olacağına göre, dünya hayatının da bu karşılıklar için kafi gelmediğine göre, mutlaka bir karşılık zamanı olmalıdır.

Kur'an'da Allah bu "Karşılık günü=din günü"nün tek sahibi olduğunu belirtmektedir.[53] Burada "Din", yapılan bir işin, kendi cinsinden karşılığı manasını ifade eder. Bu karşılık kanunu sebebiyle, dünyada da hesaba çeken Allah'tır, âhirette de hesaba çeken Allah'tır. Allah'ın bu kanunu, bütün ilmî disiplinlerce kabul edilmektedir. Burada problem, işin ilâhî boyutunun gözardı edilmesidir. Onun için de insana, seviyesine göre, küçük yaştan itibaren, bu "karşılık kanunu" iyi kavratılmalıdır ki, ilerde tevhid'in boyutlarını ve dinin, manasını iyi kavrayabilsin...[54]

[50] Allah'ın kâinat için koyduğu kanunlara "Tabiat kanunları" denilmektedir. Bazı ilim adamları, sosyal hayatı da bu kanunlar çerçevesinde inceleyip insan hayatını yorumlama yoluna gitmişlerdir. Halbuki Allah her iki kesim için ayrı kanunlar koymuştur. Kâinat için koyduğu kanunların "Tabiat kanunları" olduğu hususunda şüphe yoktur. Aslında sosyal hayat için konulan kanunlarda da şüphe olmaması gerekir. Çünkü o kanun da "Vahy" kanunudur. Ve Peygamberler tarafından insanlara sunulmuştur. Her ikisinde de "'Karşılık yasası" geçerlidir.





-Yani her şeyin bedelini bir şekilde muhakkak ödeyeceğinizi bilin.-
Birilerinden ya da bir yerlerden bir şeyi bedavaya ya da değerinden azına almaya ya da çalmaya kalktığımızda, birinin emeğine haksızlık ettiğimizde onun bedeli muhakkak ödenir.


Her şeyin ama her şeyin bir karşılığı var iyiliğinde, kötülüğünde..
Biline:)




Kaynaklar


[51] Enam: 6/164; İsra: 17/15; Fatır: 35/18; Zümer: 39/7; Necm: 53/38.

[52] Zilzal: 99/7-8.

[53] Fatiha: 1/3.

[54] Doç. Dr. Abdullah Özbek, Kur’an’da Tevhid Eğitimi, Esra Yayınları:26-28.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...